Websitemize hoşgeldiniz
NİÇİN "MUHAMMEDİ MELAMİYİZ" DİYORUZ!
İzmir
Esselamualeyküm
Muhterem Dostlarım!
Yazmış olduğumuz bir ilahide nakarat olarak: “Yürü yavrum, sen, Hak Resulün izinden yürü!” mısrası bulunuyor.
Hak Resulün izinden yürümek, izi takip etmek, izin sahibini bulmaktır. Allah’ın Resulü “Yolumdan gelen bendendir.” buyuruyor. Ne mutlu Hak Resulün izinden yürüyenlere!
Ve sohbetlerimizde de “Biz Muhammedî Melamileriz!” diyoruz. Bunu söyleme ihtiyacı duyduk. Muhammedî olan zat-ı muhteremlerde aranan vasıflar güzel ahlak, yani Muhammedî ahlak ve ahkam-ı şer’iyye. Bir ayet-i kerimede Mevla: “Habibim, sevgili Muhammedim taraf-ı âliyemden neyi getirip alın dediyse onu alın ve neyi atın dediyse, onu da atın…” (Haşr, 7) Bu ilahi emre uyduğumuz zaman, işte o zaman, halvete, vuslata giden Hak yolcusu oluruz.
Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “Habibim, Allah’ı seviyorum diyenlere söyle, söyle ki sana tabi olsunlar, Allah da onları sevsin ve günahlarını bağışlasın…” (Al-i İmran, 31) Hz. Muhammed’e tabi olmak, izinden gitmek, emre itaat etmek müminlerin görevidir.
Bize diyorlar ki:
“Muhammedî Melamiyiz!” ifadesini Pir Seyyid ve ondan sonraki efendiler de söylememiş. Siz neden buna ihtiyaç hissediyorsunuz? Zaten Muhammedîyiz. Açıkça söyleme ihtiyacını niçin hissediyorsunuz?
Muhterem Dostlarım!
Biz de melamiyiz, diyen bir çok insanda ahkam dışı, şeriat dışı Allah ve Resulü’nün emirlerine ters düşen davranışlar vardı. Haramı helal itikat etmeler, ahkam kesmeler vardı. Bunlarla ne kadar mücadele ettikse de “Siz zaten hocasınız. Siz anlamazsınız.” dediler ve ithamlar oldu.
Ben karşılaştığım hadiseleri, olayları, kaleme almaya haya ederim, utanırım. Biz Muhammedî Melamiyiz açık ifadesini kullandık ki Muhammediyette güzel ahlak var, ahkam-ı şer’iyye var. Değil Muhammedîyiz demek, Hz. Muhammed’i hale getirme, halde tevhit ederek şuhuduna ermenin aşkını, zevkini, tevhit yaşantısını Allah bütün ihvanımıza ihsan ve ikram eylesin.
Pirimiz, Pir Seyyid Muhammed Nur kutsi ve ulvi davada Kur’an-ı Kerimle amel etmiştir. 57 eser vererek Hak yolda tevhide büyük hizmet vermiştir.
Biz de Allah’ın inayetiyle tevhidin ve Pirimiz Muhammed Nur’un yolundan, izinden giderek Pir’in mensubu olduğumuzu açık seçik ispat edeceğiz. Allah bizi Pir’den ve Pir’in yolundan, izinden hiç ayırmasın.
Pir Seyyid Efendimizden ders alan dervişini gördüm. Kendisiyle bir müddet sohbet ettik, İstanbul’da. Sene 1962 veya 63. “Pirimizden haber ver.” dedik. Gözleri yaşardı. “Hocaefendimiz, dedi, konuşan Kur’an’dı. Allah’ın emirlerini tebliğ ederdi: Tevhide sımsıkı sarılın. Şeriat-ı Muhammediye’den hiç taviz vermeyin. Şeriatı olmayanlar bizden değildir; sakın ha, dergahımıza yaklaşmasınlar.” Bu kadar bir sohbet kendisinden duyduk. Ve bunları bize birçok efendiler de anlatmışlardı.
İlm-i Ledünde herkes aklına göre bir karar verirse, erkan, adap bozulur. Pir Seyyid Muhammed Nur Efendimiz bize nasıl emanet etti ise onu muhafaza etme, koruma, görevimizdir. Bu görevimizi de Kur’an-ı Kerimle yerine getireceğiz inşallah.
Biz Kur’an-ı Kerim dedikçe Kur’an-ı Kerime ters düşenler, bunu hazmedemiyorlar. Anlıyoruz ki Kur’an-ı Kerim, Mucize-i Muhammediye, peygamberimizin en büyük mucizesidir. Hikmetler hazinesi olan Kur’an-ı Kerim’e sarılmak, Allah ve Resulüne sarılmanın ta kendisidir. Acaba hazmedemeyenler niçin hazmedemiyorlar? Ahkam-ı şer’iyye’yi, ahlak-ı Muhammediye’yi hazmedemediklerinden, kaldıramadıklarından dolayıdır. Biz Kur’ an-ı Kerim’e dayanarak, Hadis-i Nebeviyeyi yaşayarak Muhammedî Melami sırrına ereceğiz.
Dostlar!
Başka çıkar yol yok. Tevhide gönülden bağlanalım. Emr-i Hakk’a itaat edelim. Al denileni alıp at denileni atalım. Kur’an-ı Kerim’in dışında yürüyen hiçbir tarikat, hakikate ulaşamaz. Hiçbir efendi, hiçbir mürşit ayet ve hadisin dışında ahkam kesemezler. Ne söylerlerse Kur’an-ı Kerim’e, Hadis-i Nebevîyeye uygun olacak.
Onun için “Muhammedî Melamileriz” deme ihtiyacını hissettik. Öyle yanlış hareketler gördük ki… Aman Allahım ne yanlışlar! Bunları da tarikat-ı Melamiye’ye, geçmiş efendilere, Pir Seyyid’e malediyorlar.
Pirimiz Kur’an’ın canlı örneğidir. Allah bizi Pir’den ve Pir’in yolundan, Kur’an-ı Kerim’den, habibi sevgili Muhammed’inden hiç ayırmasın.
Bizim bu yazılarımıza veryansın yaparlar, okumazlar, okutmazlar. Bizi, bu davayı anlamamakla itham ederler. Hatta Kur’an-ı Kerim’e bile dil uzatırlar. Bu zihniyet çok şükür iflas etmekte. Masonik zihniyet yok olmaya mahkumdur.
Dostlara tavsiyelerimiz: Emr-i Hakk’a itaat etsinler. Hak yolda ehl-i Sünnet itikadı üzerine el birlik, gönül birlik yürümek Allah cümlemize nasip etsin.
Sevgili, muhterem efendimiz, son nefesine kadar oturduğu yerde namazını hiç ihmal etmezdi. Ziyarete gittiğimizde efendimizi bir çok zaman namazda bulurduk.
Muhittin Usta ile gitmiştik bir gün. Çamın altında namaz kılıyordu, öğle namazı. Muhittin Usta dedi ki:
- Ne efendiler, ne dervişler namaz işini halletmiş. Bizim efendimiz oturduğu yerde, bu vaziyette namaz kılıyor.
Namazını kıldıktan sonra Efendi Hz.’leri dedi ki:
- Muhittin Usta! Benim ruhum namaza alışmış. Efendim Hasan Fehmi Efendi de aynen ima ile dahi namazını kılardı. Ben namazsız huzurlu olamam. Allah bizi emrine itaat edenlerden etsin; isyan edenlerden etmesin.
Muhteremler!
Biz bunları yazmakla, anlatmakla neyi kasdediyoruz? Ne düşünürsünüz?..
İlahi emirlerin dışına çıkan, treni raydan atmıştır.
Çok şükür, Hak resulün izindeyiz, yolundayız, ahkam ile ahlak ile yanındayız.
Senin esrar-ı miracın fenafillah olan bildi
Bekabillah bulan erdi o zevke ya Resulallah
Sevgili Dostlar!
Ahkamsız, erkansız yürüyenlerin aile düzenleri tamamen bozuldu. Çocuklarına bir şey veremediler. Zaten ne verebilirlerdi ki! Biz ilm-i Ledünle, tevhit ilmiyle şeriatın ahkam ve ahlakıyla girdiğimiz haneleri hane-yi saadet yapmaktayız. Bizim dostlarımız abdestsiz yere basmazlar. Zikirle, fikirle, zikr-i daimiyle salat-u daimüne girerler. Meratip ve makamat zevkiyle kulluk eder, Allah rızası için ibadet ederler. İtikatları avam itakadı değil; havassü’l-havass itikadıdır. Rabıtları ile ol dost ile halvette, vuslatta, zevk u safadadırlar.
Bize tevhidi telkin eden hak mürşidimiz, can mürşidimiz dedi ki: “Ne geçmiş ne gelecek… Halde tevhit edin! Vuslat-ı yarla halvet edin. Halinizle, yaşantınızla halde tevhit ederek, görerek, bilerek, yaşayarak şahadet verin. Allah’ın nuruyla karanlıkları aydınlatın. Ledün ilmine ahlaken layık olanları, ihmal etmeyin, tevhide alın.
Melamidir evliya
Dahi nice enbiya
Hem cihar-ı basafa
Kendine gel hey kendine.
Çok şükür Mevla’ya, zaferimiz mübarek olsun.
Ahkamdan haberi olmayanlar taş attılar: “Hocadırlar, bunların tevhitten haberi yoktur.” dediler. Ahkamı olup tevhitten haberi olmayanlar da taş attılar. Biz arada kaldık. Ama çok şükür, elhamdulillah!
Ahkamları olanlar, baktılar ve dediler ki: “Bunlarda bizden eksik bir şey yok. Sigara dahi içmiyorlar. Tevazuda, tenezzülde toprak gibiler. İyiliklerin insanı. Mahallede, bulundukları yerde ahkamları, ahlakları, merhametleriyle örnek bir aile.” Allah bu erkana efendimizin bu emirlerine riayet edenlerden razı ve memnun olsun inşallah.
Ahkamsız olup da “Biz de melamiyiz (!)” diyenlere ne söylesem yeterli değil. Ben yine dua ederim: Allah hidayet etsin, iman-ı kamil, amel-i salih versin.
Şeriatsız hareket edenler, sakın ha kendilerini müdafaa etmesinler. Ahkamsızlıkta müdafaa büyük felaket getirir. “Namaza ne lüzüm var. Biz zaten namazdayız. Oruca ne ihtiyaç var. Hacca gidip paraları Araplara yediriyorlar…” Bu sözleri aynen “Biz de bu yoldayız.” diyenlerden duyduk. Ateistler derler, bunlar da böyle diyorlar.
Farzı inkar, küfürdür. Kişiyi dinden, imandan, nikahtan yoksun bırakır.
Çok şükür ahkamlı, erkanlı, edepli bir toplum, bir cemaat tevhit yolunda uyanmıştır. Biz ilmin, irfanın yanındayız. Ahkam-ı şer’iyye, güzel ahlakın yanındayız. Biz sulhün, barışın, kardeşliğin, dostluğun öncülüğünü yapmaktayız. Üstadımızdan aldığımız telkin, nasihat bu! Sizler çevrenize güzel ahlakınızla, şeriatınızla ışık tutacaksınız. İyiliklerin insanı olacaksınız. Size gelen sevgi bulsun, tatlı dil, güler yüz bulsun. Allah ve Resulünün aşkını, sevgini, muhabbetini sizde bulsun.
Bir kriz geçirip kendini kaybeden melamet, mürşidimizin emir ve telkinleri doğrultusunda yerinden kalkmış, silkelenmiştir. Sahtekarların ışıkları sönmüştür. Pir Seyyidin tarif ve telkini üzerine emin adımlarla hedefe doğru gidiyor. Süzülmüş varlıklardan, elenmiş benliklerden, var olmuş Hak varlıktan. Çok şükür melamet güldür, güldür, gül kokmaktadır.
Dostlara tavsiyelerimiz: İlmihalimizi okuyalım. Çocuklarımızı asla ihmal etmeyelim. Onları ev çocuğu, tevhide bağlı, imanlı, inançlı, yetiştirelim. Sokak çocuğu yapmayalım. Çocuklarına sokaktaki tehlikeleri anlatan anne babayı tebrik ediyorum. Maalesef bazı ihmallerimiz vardır.
Allahım!
Bizi tehlikelerden koru. Bizi sevgine layık olan zümre-yi salihine ilhak eyle.
Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadakat gösteren, meratib-i tevhit, makamat-ı tevhit zevki ve şuhuduyla vuslat-ı yarla halvet eden, uruç ve nüzulü zevk edip yaşayanlardan eyle.
Her haliyle örnek insan, milliyetçi, mukaddesatçı, vatanperver, bayrağına, sancağına gönülden bağlı olmayı, “Hubbul vatan minel iman” telkinine sadakat göstererek Hak yolda kemal-i edeple yürümeyi, sevip sevip çok sevilmeyi bütün dostlara ihsan et Mevlam.
Selam, sevgi, dualarımla Allah’a emanet olun.
HACI BABA
Hüseyin Sabri SOYYİĞİT